Projeleriniz İçin Umutla Çalışın

Projeleriniz İçin Umutla Çalışın

Reklam Danışmanı Tahir Dinç Kaleme Alıyor. (Kişisel değerlendirmeler içerir.)

Değerlendirme amaçlı bir yazı yazmak istedim çünkü değişim ve gelişim akıl almaz seviyede hızlı oluyor. Bilgisayar ile tanışmam ortaokul 2. sınıfta okumama rastgelmişti. Yıl muhtemelen 2.000’di ve hava oldukça güzeldi. İlk İnternet Cafe’de ilk masamı açtırıp bilgisayar karşısına oturduğumda İnternet Cafe çalışanı gelip, “Web mi? IRC mi?” diye sormuştu. IRC dediğimi hatırlıyorum ve mouse ile IRC’in üzerine 2 kere tıklayıp açıp gitmişti. Yanımdaki arkadaşıma gelecekte yapacağım iş bilgisayarla alakalı olacak dediğimi hatırlıyorum. Çok geçmeden 3 yıl sonra lise yıllarında ilk web sitemi tasarlamış ve Altavista, Arabul gibi portallarda yer edinmeye çalışmaktaydım.

Tam olarak 2.000’li yılların başının arama motoru açma çılgınlığının olduğu dönemler diyebilirim. Milyonlarca arama motoru vardı ve bunlara sitemizi çoğu zaman tek tek kayıt ederdik. Henüz “Sitenizi 10 milyon arama motoruna kayıt edin.” gibi hazır modüller gelmeden önce İnternet Cafe’ye gider 1 saat hesap açtırır ve süreçlerde arama motorlarına İnternet olmayan bir PC’de tasarladığım sitelerimi eklerdim.

Google ve SEO olmadığı dönemlerde İnternet gelişimi oldukça yavaştı ve DMOZ bir çok web sitenin ayakta kalmasını sağlayan sistem topluluğuydu. 2005 yılı gibi de DMOZ’un editörü olmuştum. İşin en hatırlamak istemediğim kısmı ise 2000’li yıllar içerisinde arama motoru açma çılgınlığı dönemlerinde kendi arama motorumu açmış bir çok devlet kurumundan destek istemiştim. Hiç bir kurum veya kuruluşun geleceğin ticaretini yönetecek arama motoru kavramını anlayabilecek doygunlukta bir yetişmiş yordama kabiliyetine maalesef sahip değildi.

2000’li yılların İnternet keyfi inanılmaz yüksekti ve kendinden sonraki gelecek süreçlerde o 10 yıllık keyfi asla vermedi.

2010 Yılında İnternet

Google kesin bir şekilde Türkiye ve dünyada liderliği almıştı. Bunun doğal sonucu olarak kendimde başta olmak üzere bir çok yerel arama motoru çalışmalarını durdurmuş ve sunucu masrafı yükünden kurtulmuştu. Kendi açmış olduğum arama motorunu kapattığım akşam oldukça üzgündüm. Bir şekilde artık tüm çalışmalarım Google merkezli hale çoktan gelmişti. Google oldukça güçlüydü ve alt yapısı oldukça hızlıydı. Aratılan bir kelime veya kelime öbeği bir kaç saniye içerisinde milyarlarca web sitesi içerisinden taranmakta ve doğru sonuçlar listelenmekteydi.

SEO, Search Enginer Optimazation kısaltılması olarak hayatımıza girmişti ve arama motorları üzerinden üst sıralara gelmeye çalışan bir meslek dalı yükselmişti. DMOZ’da Open Directory Project içerisinde üst seviye bir editördüm ve DMOZ kaydı bir web sitesinin tüm arama motorlarında sıralama alması için hayati öneme sahipti. SEO ile ilgili çalışma yapan arkadaşlar bir müşteriden işi alır ve DMOZ’a başvururdu. Belli kriterlere göre inceler ve uygun olan siteleri eklerdik. O dönemlerde SEO ile ilgili konularda kendimi SEO uzmanı olarak tanıtmak istemezdim çünkü; rekabet kurallarına uygun değilmiş gibi gelirdi.

Arama motorunun tek taraflı güç olduğu dönemlerde Youtube’yi Google çoktan almıştı. Fakat; Facebook proje olarak oldukça güzeldi ve Google’nin ilk defa liderliğini paylaşması gereken bir güç olarak doğmuştu. 2010’ların başında sosyal medya hayatımıza tam anlamıyla girmişti ve İnternet başka bir çağa geçmişti.

2006 yılında Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi‘nde okurken lise arkadaşlarım aklıma düşmüştü. Onları özlediğimi hissettim ve kendileri ile iletişime geçecek veya toplayacak bir nokta aradım. Yoktu. Kendim açmaya karar verdim ve ilk olarak bir okul mezunlarının bir portalda buluşmasını sağladığım bir dönem olmuştu.

Henüz Facebook, İnstagram yokken ben çoktan okul temelli bir projeyi yayına vermiştim. 5.000 davetiye talebinden ise 500‘ünü kabül etmiştim. Süreç içerisinde bunu Türkiye’de ki tüm okullara ve üniversitelere yapmak istediğimi hatırlıyorum. İstemekle yetindiğim dönemlerde ise Facebook emin adımlarla piyasayı ele geçişmişti. En doğru zamanda en doğru projeyi oldukça hatalı şekilde yönetmiştim. Bu yüzden Facebook ve İnstagram’a hep bir üzüntüyle baktım ve oldukça uzun bir süre üye olmadım.

Projelerinize Sahip Çıkın

Çevremde bir çok arkadaşım çeşitli projeler anlatıyor ve bunların oldukça fazlası özel bir alan ve tutma ihtimali var. Ben burada şunu söylemek isterim projelerinize sahip çıkın çünkü; herşeyinizi ortaya koymadığınız sürece bir proje başarılı olması çok zordur. Bugün Türkiye’de doğmuş ve ulusal bir proje maalesef yok bizler kendi çalışmalarımızı sonuca ulaştıramadık. Fakat; siz bu döngüden çıkıp büyük projelere imza atabilirsiniz.

Projenizle ilgili tüm girdi ve çıktıları matematik terimlerine çevirip, gelişim sürecinizi net olarak ortaya koymayı unutmayın. Uluslararası bir projeniz varsa bizlerle bu konuda iletişime geçebilirsiniz. Maddi ve manevi her türlü uluslararası projeleri desteklemeye hazırız. 

Related Posts
Leave a Reply

Your email address will not be published.Required fields are marked *